بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّآ أَخْلَصْنَٰهُم بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى ٱلدَّارِ ٤٦

Biz onları Ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّهُمْ عِندَنَا لَمِنَ ٱلْمُصْطَفَيْنَ ٱلْأَخْيَارِ ٤٧

Onlar bizim yanımızda seçkin ve hayırlı kimselerdir.

– Seyyid Kutub

وَٱذْكُرْ إِسْمَٰعِيلَ وَٱلْيَسَعَ وَذَا ٱلْكِفْلِۖ وَكُلٌّ مِّنَ ٱلْأَخْيَارِ ٤٨

İsmail'i, Elyas'ı, Zülkifl'i de an. Hepsi iyilerdendir.

– Seyyid Kutub

هَٰذَا ذِكْرٌۚ وَإِنَّ لِلْمُتَّقِينَ لَحُسْنَ مَـَٔابٍ ٤٩

Bu bir hatırlatmadır. Korunanlar için güzel bir gelecek vardır.

– Seyyid Kutub

جَنَّٰتِ عَدْنٍ مُّفَتَّحَةً لَّهُمُ ٱلْأَبْوَٰبُ ٥٠

Kapıları onlara açılmış, Adn cennetleri vardır.

– Seyyid Kutub

مُتَّكِـِٔينَ فِيهَا يَدْعُونَ فِيهَا بِفَٰكِهَةٍ كَثِيرَةٍ وَشَرَابٍ ٥١

Orada tahtlara yaslanmış olarak çeşitli meyveler ve içecekler isterler.

– Seyyid Kutub

وَعِندَهُمْ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرْفِ أَتْرَابٌ ٥٢

Yanlarında bakışlarını yalnız kocalarına diken kendileriyle yaşıt güzeller vardır.

– Seyyid Kutub

هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوْمِ ٱلْحِسَابِ ٥٣

İşte hesap günü için size söz verilen bunlardır.

– Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُۥ مِن نَّفَادٍ ٥٤

Doğrusu, verdiğimiz rızıklar tükenmez.

– Seyyid Kutub

هَٰذَاۚ وَإِنَّ لِلطَّٰغِينَ لَشَرَّ مَـَٔابٍ ٥٥

Bu böyledir; ancak azgınlara kötü bir gelecek vardır.

– Seyyid Kutub

جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ ٱلْمِهَادُ ٥٦

Cehenneme girerler. Orası ne kötü bir konaktır.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu